Sünnet herhalde dünya yüzeyinde gerçekleştirilen en sık operasyon. .. Bu ilk yazımın da bundan dolayı sünnet üzerine olmasına karar verdim... Çok basit gibi görünse de, aslında bilinmesi gereken çok şey var.. Kısaca özetlemek gerekirse prepisyum yani sünnet derisinin embriyolojisi(gelişimi), sünnet endikasyonları, teknik ve uygulanan anestezi biçimleri, komplikasyonları ve yararlarını anlatacağım. Özellikle üriner sistem enfeksiyonları ve sünnet ilişkisi bence tartışılması gereken başka bir nokta. Bazı doğumsal üriner sistem anomalilerinde sünnetin yeri şüphesiz ki daha önemli. HIV dahil olmak üzere cinsel yolla bulaşan hastalıklarla sünnet arasındaki ilişki ve sünnetin penis kanseri üzerine koruyucu etkisi de son yıllarda üzerinde durulan konular arasında..
Sünnet Derisi Nasıl Gelişir?
Dış genital sistem başlangıçta her iki cinsiyet arasında fark olmaksızın gelişir. Gebeliğin 4-5. haftasında genital kabartılar oluşmaktadır. Bunun zaman içerisinde uzaması ile fallus (penis) oluşur. 8. haftada penis gövdesi üzerindeki cilt öne doğru uzamaya başlar ve uzantıdan prepisyum (sünnet derisi) gelişir. Başlangıçta penisin baş kısmı ve sünnet derisi birbirine yapışıktır. Bu durum doğum sonrasına dek devam eder. Doğumda çocukların sadece %4’ünde sünnet derisi geriye sıyrılabilir bu oran 3 yaş civarında %90’lara ulaşmaktadır. Yani; ERKEK BEBEĞİNİZ İLK DOĞDUĞUNDA SÜNNET DERİSİ GERİYE SIYRILMIYORSA, BU SON DERECE NORMALDİR. Bunu ısrarla vurgulamamın nedeni, pek çok sağlıklı erkek bebeğin anne ve babasının sünnet derisinde yapışıklık var geriye sıyıramıyoruz diye biz pediatrik ürologlara başvurması.. Belki burda pek çok hekim arkadaşımızın da yanlış yönlendirmeleri ve aileye sünnet derisini sıyırmaları konusunda hatalı telkinleri olduğunu belirtmem doğru olacak. Buradan anlaşılacağı üzere sünnet derisi ASLA mecbur kalınmadıkça zorla geriye sıyırılmamalıdır. Eğer sünnet derisi gerçekten işemeye engel oluşturuyorsa ( yani bebeğiniz idrarını yaparken idrar sünnet derisi içinde kalıp, balon gibi şişmesine neden oluyorsa ya da bebek ileri doğru işeyemiyorsa) bir çocuk ürolojisi uzmanına danışmakta yarar var..
Sünnet Derisi Nasıl Gelişir?
Dış genital sistem başlangıçta her iki cinsiyet arasında fark olmaksızın gelişir. Gebeliğin 4-5. haftasında genital kabartılar oluşmaktadır. Bunun zaman içerisinde uzaması ile fallus (penis) oluşur. 8. haftada penis gövdesi üzerindeki cilt öne doğru uzamaya başlar ve uzantıdan prepisyum (sünnet derisi) gelişir. Başlangıçta penisin baş kısmı ve sünnet derisi birbirine yapışıktır. Bu durum doğum sonrasına dek devam eder. Doğumda çocukların sadece %4’ünde sünnet derisi geriye sıyrılabilir bu oran 3 yaş civarında %90’lara ulaşmaktadır. Yani; ERKEK BEBEĞİNİZ İLK DOĞDUĞUNDA SÜNNET DERİSİ GERİYE SIYRILMIYORSA, BU SON DERECE NORMALDİR. Bunu ısrarla vurgulamamın nedeni, pek çok sağlıklı erkek bebeğin anne ve babasının sünnet derisinde yapışıklık var geriye sıyıramıyoruz diye biz pediatrik ürologlara başvurması.. Belki burda pek çok hekim arkadaşımızın da yanlış yönlendirmeleri ve aileye sünnet derisini sıyırmaları konusunda hatalı telkinleri olduğunu belirtmem doğru olacak. Buradan anlaşılacağı üzere sünnet derisi ASLA mecbur kalınmadıkça zorla geriye sıyırılmamalıdır. Eğer sünnet derisi gerçekten işemeye engel oluşturuyorsa ( yani bebeğiniz idrarını yaparken idrar sünnet derisi içinde kalıp, balon gibi şişmesine neden oluyorsa ya da bebek ileri doğru işeyemiyorsa) bir çocuk ürolojisi uzmanına danışmakta yarar var..
Peki bu sünnet derisi nasıl zaman içerisinde sıyrılabilir bir hal alıyor? Bunun cevabı aslında hem sünnet derisinin iç yüzeyinden hem de penis başının cildinden dökülen epitel hücrelerine bağlı..Epitelyal tabakalar döküldükçe sünnet derisinin içinde smegma adı verilen peynirimsi beyaz yapıyı oluştururlar. Erkek bebeklerin bezlerini açınca pipileri ile oynamayı çok sevmelerinin nedenlerinden biri de bu sünnet derisinin ayrılması ile içerde oluşan epitel döküntülerinin verdiği rahatsızlıktır.
Çok küçük bir deri uzantısı gibi gözükse de sünnet derisinin anatomisinden de bahsetmekte yarar var. Sünnet derisinin iç ve dış yüzeyleri histolojik olarak birbirinden farklıdır. Dış yüzeyinde keratinizasyon oldukça kalın bir tabaka halinde iken mukozal yani iç yüzeyde neredeyse keratinizasyon yoktur. Bu çeşitli hastalıkların bulaşında sünnet derisinin varlığının viral ya da bakteriyel geçişi kolaylaştırdığını açıklamak açısından önemlidir. Bu keratini az yani ince tabaka sünnetlilerde uzaklaştırılmış olduğundan mikroorganizmalar kolay çoğalamaz ya da vücuda giremez. Yani sünnet derisinin alınması başta AIDS olmak üzere pek çok hastalığa karşı koruyucudur.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder